Muğla, tarih boyunca köklü kültürlere, güçlü bir toplumsal yapıya ve demokratik bilince sahip bir coğrafya olmuştur. Ancak 2002 yılından bu yana AKP hükümetleri döneminde, Muğlalı bir bakanın atanmadığı, devlet yönetiminde Muğlalı bir ismin yüksek mevkilerde temsil edilmediği apaçık bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. AKP'nin işbaşına geldiği 2002 yılından bu yana 10 tane Bakanlar Kurulu kurulmuş, 100'den fazla isim Bakanlık yapmış, ancak Muğla’nın hakkı olan temsiliyet söz konusu kabinelerde asla sağlanmamıştır.  

Bu adaletsizlik yetmezmiş gibi, şimdi de AKP’nin yerel seçimleri kaybetmiş Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı, "hiçbir resmi sıfatı olmadığı halde" kendisini kurumlar üstü bir noktaya yerleştirmeye çalışmaktadır. Partisinin seçilmiş milletvekillerini, seçilmiş il ve ilçe yöneticilerini yok sayarak, adeta siyasi şantaj diliyle “Bana bir adım atarsanız, devletin imkânlarını seferber ederim” anlayışıyla CHP’li belediyelere baskı kurmaya çalışmaktadır. Devletin tarafsız ve bağımsız işleyişine zarar veren bu anlayış, demokrasinin temel ilkelerini de hiçe saymaktır.  

Devlet yönetmek şirket yönetmeye benzemez. Bir siyasi partinin başarısızlığı halk tarafından tescil edilmiş adayının kişisel girişimleriyle devlet yönetilemez! Devletin kamu yatırımları belli bir şahsın lütfu değil, halkın anayasal hakkıdır. Ancak görüyoruz ki; 23 senelik AKP döneminde Muğla'dan bir tek Bakan dahi atanmamışken, Muğla’nın acil ihtiyaçları olan Göcek Tüneli’nden geçiş ücretinin kaldırılması, yılan hikâyesine dönen Karabel Tüneli’nin tamamlanması gibi temel meseleler sahipsiz bırakılırken, seçilmiş yetkililerin takip etmesi gereken işler, AKP'nin kaybetmiş adayı tarafından yürütülmeye çalışılmaktadır.  

Bu, yalnızca Muğlalılara değil, aynı zamanda AKP’nin seçilmiş milletvekillerine de bir hakarettir. Muğlalılar, yıllardır AKP hükümetleri tarafından yönetimde yok sayılmış, şimdi ise hiçbir resmi görevi olmayan bir kişinin vesayeti altına alınmaya çalışılmaktadır.

Buradan açıkça ifade ediyoruz:  
Muğla’nın kaderi, Muğlalıların iradesiyle belirlenir! Hiçbir atanmış ya da atanması bile gerçekleş(e)memiş bir şahıs, Muğlalıların demokratik tercihlerini baskı altına alamaz. Muğla’nın hak ettiği yatırımları alması için Muğlalılar bir şantaj aracı olarak değil, anayasal hakları çerçevesinde muhatap alınmalıdır.  

Yetkilileri, devlet ciddiyetine yakışmayan bu keyfi ve anti-demokratik tutuma karşı net bir tavır almaya davet ediyoruz. Muğlalılar, kendi seçilmiş temsilcileriyle ve halk iradesiyle yönetilmeye devam edecek, devletin kaynakları kişisel pazarlıkların malzemesi olmayacaktır!

CHP Muğla İl Başkanı
Av. Zekican BALCI