EURO

36.7300

DOLAR

35.2300

STERLİN

44.2900
+4°C Hafif sağnak yağışlı
ÜYE GİRİŞİ
Ayrıcalıklardan yararlanmak için giriş yapabilir veya üye olabilirsiniz.
Henüz üye değil misin? Üye Ol
KATEGORİLER
Hoşgeldiniz

Ayrıcalıklardan yararlanmak için giriş yapabilir veya üye olabilirsiniz.

GİRİŞ YAP ÜYE OL
Ad

CHP MUĞLA MİLLETVEKİLİ CUMHUR UZUN: “SARAY BİR AYDA 82 BİN 970 ASGARİ ÜCRETLİNİN MAAŞINI HARCAYACAK.”

Burcu Turgut

Köşe Yazarı

2025 yılı Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine CHP Grubu adına TBMM Genel Kurulunda konuşma yapan CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun,  Cumhurbaşkanlığı bütçesini eleştirdi.

Milletvekili Uzun konuşmasında "Günlerdir, fiilen iktidarını sürdürse de, halkımızın gönlünden ve gözünden düştüğü son seçimlerde tescillenen sarayın, yurttaşların cebinden ne alacağını ve bunu nasıl harcayacağını belirleyeceğimiz, 2025 yılı bütçesini tartışıyoruz. Bugün ise, sorunların tam kaynağına, Yani dünyada başka bir örneği olmayan sistemin başındaki; AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı olan sayın Erdoğan’a, bu bütçeden aktarılacak ödeneği kararlaştıracağız. Peki ne istiyor saray? Saray; Günde, 46 milyon 378 bin,  Saatte, 1 milyon 932 bin, Dakikada ise 32 bin 200 lira harcamak istiyor. Yani; bir ayda 82 bin 970 asgari ücretlinin maaşını, bir günde 3 bin 710 emeklinin maaşını, bir dakikada ise 11 öğrencinin öğrenim kredisini harcamak istiyor. Üstelik bu rakamlara, örtülü ödenek ve koruma giderleri dahil değil.” Dedi

Konuşmasına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne dair eleştirileri ile devam eden CHP’li Uzun: “Ülkemiz, dünyada eşi benzeri olmayan ve o nedenle adını Türk Tipi olarak isimlendirmek zorunda kaldığınız, denge ve denetleme sisteminden uzak, bir garip Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ve bu sistemin sorumsuz ve hukuk tanımayan anlayışı nedeniyle, demokrasiden hızla uzaklaştığı günleri yaşamakta. Bu yetmezmiş gibi, bir de Anayasa’dan “Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisi ile ilişkisi kesilir” hükmü çıkarılmış, bu garip ve antidemokratik sistemin Cumhurbaşkanı, aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı olarak, idari ve yönetsel işlerini, siyasi tavır ve davranışlarıyla iç içe geçirmiş, bunun sonucu olarak ortaya, karmakarışık bir durum çıkarmıştır. Bu durum, başta ekonomi olmak üzere, neredeyse her alanda Türkiye’yi büyük bir karanlığın içine hapsetmiştir. Ülkemizi bu karanlıktan çıkaracak yapısal reformlar hayata geçirilmediği gibi, akıl dışı politikalara devam edilmiş, bunun sonucunda oluşan krizin tüm yükü ise, halkın sırtına yüklenmiştir. Sağlık, eğitim, adalet ve ulaşım gibi, halkın doğrudan refahını etkileyen kritik alanlara yeterince kaynak ayrılmazken, Cumhurbaşkanlığı’na bu denli büyük bir kaynak tahsis edilmesi, iktidarın neyi öncelediğini de gözler önüne sermektedir. İktidarın bu önceliği;  Sarayların, uçakların ve lüks araçların sayısını artırırken; halkın sofrasındaki ekmeği, evlerindeki huzuru ve yüzündeki tebessümü yok etmiştir. Enflasyonun çift hanelerden bir türlü inmediği, vatandaşın en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığı böylesi bir dönemde, Sayın Erdoğan’a ayrılan bu astronomik bütçe, halkın sıkıntılarını görmezden gelmeye devam ettiğinizin açık kanıtıdır. “ ifadelerini kullandı.

Genel Kurulda yaptığı konuşma ile iktidarın 2025 yılı bütçesini eleştirerek bu bütçeyi neden onaylamadıklarını sıralayan Uzun: “Ben ekonomistim, faiz neden, enflasyon sonuçtur diyerek, akıl dışı bir uygulama ile ülkenin bütçesini mahveden cumhurbaşkanı, bugün yaşanan ekonomik sıkıntıların tek sorumlusudur. Tüm bunlara rağmen, bugün hala halkın alın terinden oluşan bütçeden 17 milyar lira istemektedir. Biz kendisine verilecek her bir kuruş için dahi endişeliyiz. Zira Ekonomistliğinin sonucunu hepimiz acı bir şekilde deneyimledik. Grup toplantısı için 8 kilometre ilerideki Sarayından, tepesinde 2 helikopter, konvoyunda onlarca araçla meclise gelen bir genel başkana Cumhurbaşkanlığı bütçesi verilmez. Emeklisine açlığı, emekçisine yokluğu, üniversiteliye 3000 lirayı reva gören Cumhurbaşkanına, bu bütçe emanet edilemez. Öğretmene kadroyu, öğrenciye bir öğün yemeği veremeyen, okulları dahi temizleyemeyen bir iktidara, halkın parası verilemez. Halkın iradesine kayyım atayana, depremzedeyi çadırda, kendisini 1000 odalı sarayda yaşatanlara, bu bütçe emanet edilemez. Çocukların kreşine, halkın lokantalarına, yoksulun alacağı sosyal yardıma göz dikenlere bu halkın parası teslim edilmez. 85 milyonu kucaklaması gerekirken, toplumu kutuplaştıran bir Cumhurbaşkanının genel başkanı olduğu bir partinin yaptığı bu bütçeye onay verilemez. Vermeyeceğiz.” Dedi.